BOŞANMA SEBEPLERİ
Boşanma konusu Türk Medeni Kanunun 161 ila 173.maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Boşanma sebepleri kanunda sayılmıştır.
EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI
Boşanma davaları ağırlıklı olarak kanunun 166.maddedesinde belirtilen evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak açılmaktadır.
Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Yargıtay boşanma davası açıldığı sırada ve dava açıldıktan sonra aynı konutu paylaşan taraflar için ortak hayatın devam ettiğini kabulle dava açıldığı sırada aynı konutta yaşayanların açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği görüşündedir.
“Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 25.05.2009 gün ve 2008/7984 E., 2009/9826 K. sayılı ilamı
(...Türk Medeni Kanunu’nun 166/1.maddesi uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması gerekir. Dinlenen tanık sözlerinden, boşanma davasından sonra da tarafların aynı evde birlikte yaşamaya devam ettikleri anlaşılmaktadır. Bu hal, evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını, ortak hayatın sürdürülmesinin fiilen mümkün olduğunu göstermektedir. O halde, davanın reddi gerekirken boşanmaya karar verilmesi doğru bulunmamıştır...) şeklindedir.
TMK m.166/2 Davacının evlilik birliğinin sarsılmasında daha az kusurlu olmasını aramaktadır. Kusuru daha ağır olan tarafın boşanma davası açması halinde davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Örneklemek gerekirse karısını aldatarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan veya eşine darp eden kocanın, karım bana kötü davranıyor iddiası ile açtığı boşanma davası reddedilecektir.
ANLAŞMALI BOŞANMA
Anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için ilk şart boşanmak isteyen tarafların evlendikleri tarihten itibaren bir yılı doldurmuş olmalarıdır. Taraflar evlendikleri tarihten itibaren bir yılı doldurmamışsa anlaşmalı boşanma davası açılamaz.
Diğer koşul bir eşin, diğer eşin açtığı davayı kabul etmesidir. Mahkemenin anlaşmalı boşanmaya karar verebilmesi için her iki tarafın da bizzat duruşmada hazır bulunmaları ve boşanma ve boşanmanın yan sonuçları (nafaka, velayet, tazminat, mal paylaşımı vb) hakkında tam bir anlaşmaya varmış olmaları ve vardıkları anlaşmanın mahkemece kabul görmesi gerekmektedir.
Taraflar anlaştıkları hususları mahkemeye kendi aralarında veya avukatları aracılığıyla yaptıkları protokolle bildirirler.
Hakim müşterek çocuk ile ebeveyn arasındaki şahsi ilişkiye, ödenecek nafaka miktarına müdahele edebilir. Hakimin önerisi taraflarca kabul edilirse boşanmaya karar verilir. Taraflar boşanma konusuda anlaşmış ancak çocukların velayeti, nafaka, tazminat, mal paylaşımı hususunda anlaşamamışsa tarafların anlaşmalı boşanma yoluyla boşanmaları mümkün değildir.
Anlaşmalı boşanma yolu ile boşanmaya karar verilebilmesi için tarafların her konuda anlaşmış olmaları gerekmektedir.
DİĞER BOŞANMA SEBEPLERİ
Kanunda sayılı diğer boşanma sebeple zina; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış; şuç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme; terk;, akıl hastalığıdır.
Yukarıda sayılan eylemlerin gerçekliği kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olmalıdır. Soyut iddia yeterli değildir.
Zina –Davacı dava hakkını zina eylemini öğrendikten sonra altı ay, herhalde beş sene içinde kullanmalıdır. Affeden tarafın bu sebebe dayanarak dava açma hakkı yoktur.
Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış- Davacı dava hakkını eylemini öğrendikten sonra altı ay, herhalde beş sene içinde kullanmalıdır. Affeden tarafın bu sebebe dayanarak dava açma hakkı yoktur.
Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme- Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.
Terk- Terk nedeniye boşanma davası açılabilmesi için davalının ortak konutu terk ettiği tarihten itibaren altı ay geçmiş ve hakim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış olmalıdır. Terk tarihinde itibaren dört ayın geçmiş olması halinde hakim terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği hususunda uyarıda bulunur. Dört ay dolmadan hakim ihtar yapmaz ve terk eden tarafa tanınan iki aylık süre dolmadan terk nedenine dayalı olarak boşanma davası açılamaz.
Akıl hastalığı için hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporu ile tespit edilmeli ve akıl hastalığı nedeniyle ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelmelidir.